30 Ağustos 2013 Cuma

ÖNEMSENMEYEN DİNİ BİLGİLER


    Televizyon ve internet gibi önemli iletişim araçlarına ve özellikle çevremizdeki insanlara baktığımızda, dini bilgilerin eksik bilindiği ortaya çıkmaktadır. Bunun en büyük sebebi kutsal  kitabımız olan Kur’an’ ın yeterince veya hiç okunmuyor olmasıdır. Bir kişi müslümanlığı kabul ettikten sonra, müslümanlığın gerekliliklerini bilmek zorundadır. Dinin gerekliliklerini bilmek, en az, bilip de uygulamamak kadar önemlidir.

   Her insan müslüman olarak doğar ve çoğunlukla başta aile olmak üzere çevresindeki insanların etkisi, o insanın dini seçimini etkiler. Müslüman bir çevrede doğan ve büyüyen bir kişinin, daha sonradan müslüman olan bir insandan dini bilgisinin daha fazla ve imanının daha kuvvetli olduğu söylenemez. Bunun en büyük sebebi, müslümanlığı daha sonradan kabul eden bir kişinin, müslümanlığı kabul etmeden önce, müslümanlık hakkında yeteri kadar bilgi edinmiş, büyük olasılıkla dini kitabı yani Kur’an’ ı okumuş ve anlamış olmasıdır. Bu yüzden müslüman bir çevrede bulunan bir kişinin kulaktan dolma dini bilgilerle büyümemesi, dinini tam olarak öğrenmesi,  Allah’ ın onu,müslüman bir toplum içerisinde dünyaya getirdiği için Allah’a şükretmesi gerekir.

   Toplumların birbirini dini açıdan etkilemesi sonucu, Kur’an okumayan  ve peygamberimizin hadislerini bilmeyen bir kişinin,  müslümanlığın yasakladığı bazı hal ve hareketlerde bulunmasını sebep olmuştur. Bu hal ve hareketlerin bazıları şunlardır;

 1-    Çok fazla müzik dinlemek
 2-    Sarhoş olmadığını düşünerek içki içmek
 3-    Aynı cinsiyetten kişilerin bir ortamda namahrem yerlerini açması( erkekler için bel ile diz arası; bayanlar için gerdan ile diz arası)
 4-     Bayanların gerekmediği( erkek gibi olmadığı) halde, kaşını alması
 5-    Faiz. Bankadan kredi çekmek vb
 6-    Namazı eksik kılmak
 7-    Kur’an’ ı para ile okumak ve okutmak
 8-    Allah’a sıfat takmak ( baba vb)

 9-    Tabiat ana, ay dede vb gibi sözler kullanmak

28 Ağustos 2013 Çarşamba

TEMİZLİK

   İyi bir müslüman olabilmek için temizliğe dikkat edilmelidir. Temizlik bedenen ve ruhen olmaktadır.
   1)    BEDENEN TEMİZ OLMAK
Bedenen temiz olabilmek şu şekilde sağlanır;

·        Zina yapmamak,
·        Saç, sakal ve gerekli tüğleri zamanında kesmek,
·        Tırnakları uzatmadan zamanında kesmek,
·        Burun ve kulak temizliğini zamanında ve doğru şekilde yapmak,

   2)    RUHEN TEMİZ OLMAK
Ruhen temiz olmak şu şekilde sağlanır;
·        Zina yapmamak,
·        Küfür etmemek,
·        Dedikodu yapmamak,
·        Allah’ı zikr etmek,

·        Paylaşmak, sevmek ve saymak,

26 Ağustos 2013 Pazartesi

SAĞLIKLI BESLENME

   Sağlıklı beslenmek isteyen kişi ölçülü besin almalı. Sağlıklı beslenmenin koşullarından bazıları aşağıda belirtilmiştir.

·        Acıkınca yemek, susayınca içmek,
·        İçmeyi azaltmak,
·        Kahvaltıdan sonra uzanmak,
·        Akşam yemeğinden sonra yürüyüşe çıkmak,
·        Tuvalete gitmeden uyumamak,
·        Yemekten sonra banyoya girmemek,
·        Yazın yenilen 1 acı, kışın yenilen 10 acıdan daha iyidir.
Geceleri kuru şeyler yememek,

ZAYIFLATAN BİTKİLER


    Öncelikle kilo vermek isteyen kişi, şu kurallara uymalı:
·        Kilo vermeyi istemeli ve kendini kontrol edebilmelidir.
·        Ekmek yemeyi azaltmalı veya hiç yememelidir.
·        Yemeği öğünlerde yemeli, ara öğün olarak 1 meyva veya ona eş değer kuru meyva yemelidir.
·        Yatmadan 2 saat öncesinden yemeği kesmelidir.
·        Sabah veya akşam 30-40 dakika tempolu yürümelidir.
  
   Yukarıda belirtilen kurallar dışında bir kişinin zayıflamasına yardımcı olan bazı bitkiler de vardır. Bu bitkilerden en çok tercih edilenler;

1.     SİNAMEKİ : Nane yaprağı büyüklüğündeki bir tutam kuru sinameki, 1 bardak suya atılarak kaynatılır. Suyu ılıdıktan sonra içilir. Bu şekilde belirli aralıklarla istenilen kilo verilene kadar devam edilir.
2.     KİRAZ ÇÖPÜ :  Kiraz çöpü kurutulduktan sonra bir tutam alınarak 1 bardak suda kaynatılır. İstenilen kilo verilene kadar belirli aralıklarda içilir.
3.     Elma, armut, incir, üzüm, kiraz, limon devamlı yenir. Öğünün biri meyve kürü ile geçiştirilir. Yemeklerden önce meyve yenir ve su içilir.
4.     Kekik, kiraz çöpü, çörek otu, mısır püskülü ve sinameki karışımı ıhlamur gibi kaynatılıp, çam balı ile tatlandırılır. Günde 3 – 5 su bardağı içilir.
5.     Sert limonata (limon oranı çok) içilir.
6.     Marol, maydonoz, roka, tere salata yapılarak yenilir.
7.     Günde bir kilo kiraz aç karnına yenir.
  

   Yukarıda anlatılan zayıflama karışımları günde 3-5 bardak arası içilir. Hiçbir yan etkileri yoktur. Rejim yapmadan zayıflamak hayaldir. Ayda 5-6 kilodan fazla zayıflamak tehlikelidir.

23 Ağustos 2013 Cuma

HİKAYE 4- VAROLUŞ SEBEBİ

   Bir gün küçük, çelimsiz bir kız caddenin köşesinde oturuyormuş. Üzerinde eski, yırtık- pırtık kıyafetler varmış. Bu kız para, yiyecek veya herhangi bir şey için dileniyormuş.
   Kızın dilendiği sırada, hali vakti yerinde, zengin denilebilecek bir adam oradan geçiyormuş. Kızı görmüş ama kibrinden tekrar dönüp bakmamış ve herhangi bir yardımda da bulunmamış.
   Evine gittiğinde akşam yemeğinin hazırlanmasını beklemeye başlamış. İçinde bir rahatsızlık hissediyormuş. Bu rahatsızlığın sokakta dilenen kız olduğunu anlamış. Bunun üzerine, Allah' a yakarışta bulunmuş; '' Neden küçük kıza yardım için bir şey yapmıyorsun'' demiş. Daha sonra içinde '' Yaptım, seni yarattım'' diye bir ses işitmiş.

HİKAYE 3- BUNDAN BÜYÜK KERAMET OLUR MU


   Aziz Mahmud Hüdayi , Sultan Ahmed Han ile sarayda sohbet ediyordu. Biraz sonra abdestini yenilemek istedi. Padişah ibriği eline aldı ve abdest suyunu döktü. Sultan Ahmed Hanın annesi de kafes arkasında havluyu hazırlamıştı.  Valide Sultan içinden  "Aziz Mahmud Hüdayi'nin bir kerametini görseydim." diye geçirmişti. 
   Bunun üzerine Mahmud Hüdayi, Valide Sultan'ın gönlünden geçenleri anlayarak; "Hayret! Bazıları bizim kerametimizi görmek ister, Halife-i ruy-i zemin' in elimize su döküp, muhterem validelerinin havlu hazırlamasından daha büyük keramet mi olur" buyurdu.

HİKAYE 2- ALLAH' IN İŞİNE KARIŞILMAZ

   Adamın biri bahçesinde otururken bir böceğin yuvasına pislik taşıdığını görmüş. Kendi kendine ''Allah'ım bu böceği neden yarattın, pislik taşımaktan başka bir şey yapmıyor'' demiş. Bir zaman sonra amansız bir hastalığa yakalanmış ve kimse tedavi bulamamış. Bilge bir adam bu hastalığının çağresinin pis bir böceğin yediği yemek olduğunu söylemiş. Adam bu böceğin, gördüğü böcek olduğunu anlamış. 40 gün boyunca bu pisliği yemiş ve iyileşmiş.
   Daha sonra gemi yolculuğu yaparken dev bir dalga gemiyi sarsmaya başlamış. Herkes koşuşturup dururken, bu adam bir kenarda oturmuş, hiçbir şey olmamış gibi davranıyormuş. Gemideki yolculardan biri dayanamamış ve adama '' neden bu kadar rahatsın, halimizi görmüyor musun?'' diye sormuş. Adam da '' Kurban olduğum Allah'ın işine bir kere karıştım, 40 gün b-k yemek zorunda kaldım, gemiyi ister batırsın ister yüzdürsün artık karışmam'' demiş.

21 Ağustos 2013 Çarşamba

HİKAYE 1- AÇ GÖZLÜLÜK

   Yaşlı bir adam deniz kenarında olta ile balık tutuyormuş. O dönemin padişahı geçerken adamı görmüş ve içinden adamla biraz şakalaşayım demiş. Adamın yanına gitmiş ve adama:
   - Olta ile tutacağının ağırlığınca sana altın vereceğim, demiş.
   Biraz zaman geçtikten sonra adamın oltasına birşey takılmış. Adam oltayı çektiğinde, küçük bir kemik görmüş.
   Padişah adama verdiği sözü yerine getirmek için saraya götürmüş. Terazinin bir tarafına kemiği koymuşlar ve diğer tarafına 1,2,3 küp altın koymuşlar, ancak kemik yerinden kıpırdamıyormuş.  Bilgin bir adam çağırmışlar ve kemiğe bakmış. Tüm altınları teraziden çıkarmış , onun yerine bir avuç toprak koymuş. Toprağı koyunca kemik ile toprak dengelenmiş.
   Padişah şaşırmış ve bunun sebebini sormuş. Bilgin adam;
   - Bu kemik, bir insanın göz  kemiği ve ancak bir avuç toprak onu doyurur, demiş.

15 Ağustos 2013 Perşembe

ÇOCUK YETIŞTIRMEK

Günümüz aileleri çocuklarını farklı yollar kullanarak eğitmeye ve yetiştirmeye çalışıyorlar. Çocukların doğru ve yanlısı öğrenmesi için kendilerine göre en doğru bildiklerini yapıyorlar. İnsanların çocuklarını eğitmede kullandıkları tekniklerden bazıları şunlardır;
  1. ÖDÜLLENDİRME
  •    Ödüllendirme, en çok kullanılan fakat çocukların şartlı hareket etmesine sebep olan bir tekniktir. Bir çocuğun iyi bir davranışında, başarısında, çocuğun bu davranışını arttırmak için ödül verilmesidir. Örneğin, karnesinde tüm dersleri beş olan veya çevresindeki insanlara yardım eden bir çocuk ödüllendirilmelidir. Bir çocuğa eğer evde akıllı durursan sana çikolata alırım diyerek istenilen davranışı yaptırmak, ileride çocuğuna bir davranışı yaptırırken yine ödül vermek durumunu ortaya çıkarır. 
  1. CEZALANDIRMA
   Cezalandırma, bir çocuğın kötü davranışından veya istenmeyen bir davranışından dolayı davranışın azalması için ceza uygulanmasıdır. Örneğin, izin almayarak maça giden bir çocuk cezalandırılmalıdır. Bu ceza, çocuğun kötü davranışını azaltmak için uygulanmalıdır. Çocuğun cep telefonunu bir süreliğine elinden almak, bir süreliğine arkadaşlarıyla dışarı çıkmasına izin vermemek ceza yöntemlerinden bazılarıdır.
  1. OLUMLU PEKİŞTİREÇ
  2. OLUMSUZ PEKİŞTİREÇ

ABDEST

   Abdest bazı ibadetler için gereklidir.
  • Namaz kılmak,
  • Oruç tutmak(gusül abdesti gerekir),
  • Kur'an' ı tutarak okumak için,
   İki çeşit abdest vardır, namaz ve gusül abdesti.

NAMAZ ABDESTİ
   Namaz kılmak, Kur'an-ı Kerim' i eline almak için gerekli olan abdesttir. Namaz abdesti alınırken Amentü duası okunur. Namaz abdesti şu şekilde alınır:
  • Abdest almak için niyet etmek,
  • Abdest almadan elleri temizlemek,,
  • Ağzı 3 kez temizlemek,
  • Burnu 3 kez yemizlemek,
  • Yüzü 3 kez yıkamak,
  • Elleri 3 kez dirseklere kadar yıkamak,
  • Başı mest etmek(üçte birini yıkamak veya ıslatmak),
  • Kulakları yılamak,
  • Boynu yıkamak
  • Ayakları yıkamak  

GUSÜL ABDESTİ

   Gusül abdesti almak bazı durumlarda gereklidir ve gusül abdesti olmadan durulmamalıdır. Gusül abdesti alınırken banyoda isen kıyafetsiz olduğun için dua okunmaz. Abdest almadan önce tüm vücut yıkanmalıdır. Gusül abdesti şu şekilde alınır:

  • Gusül abdesti almaya niyet edilir.
  • Ağzı 3 kez temizlemek,
  • Burnu 3 kez temizlemek,
  • Önce sağ sonra sol omza 3 er kez su dökmek,
  • Başı ve tüm vücudu yıkamak.

FİTRE

   Kendi ihtiyaçların dışında mala sahip olan veya oruç tutamayacak durumda olan müslümanların yardıma ihtiyacı olan kişilere Ramazan ayında verdikleri yardıma FİTRE denir.
   Fitre verebilmenin bazı koşulları vardır. Bunlar:

  1. Müslüman olmak,
  2. Belirli mal varlığına sahip olmak,
  3. Bir kimsenin başka bir kişinin fitresinden sorumlu olabilmesi, kendi velayeti altında veya bakmakla yükümlü olması gerekir.
  4. Fitre zamanı Ramazan ayının birinci günü ile başlar ve bayramdan sonraya bırakılmamak üzere devam eder.
  5. Fitre miktarı bir kişinin bir günlük yiyecek miktarı kadardır. Daha fazlası verilebilir.

14 Ağustos 2013 Çarşamba

REAL COMMENT

"Less eat, less sleep, less speak"

I think like that, because if you eat more you can be fat which ip not good for your health; if you sleep more you can do nothing in your like because of time; if you speak more people can think that you are speak unnecessarily.

In addition to that i think about each situation like that :

Eat is for heaven, sleep is for grave, speak is for examination.

NAMAZIN FARZ VE SÜNNETLERİ

NAMAZIN FARZLARI
  1. Abdestli olmak,
  2. Örtülmesi gereken yerleri örtmek. Bayanlarda el, yüz ve ayak dışındaki her yerin örtülmesi; erkeklerde ise diz kapağı ile bel arasının örtülmesi gerekir.
  3. Kıbleye doğru namaz kılınmalı. Kıble, Kabe olmaktadır.
  4. Namazın vaktinde kılınması, yani vakit girmeden veya vaktinden sonra kılınmaması gerekir. Kaza namazları vakti geçen namazın kılınmasıdır.
  5. Namaza niyet edilmesi gerekir. Hangi vaktin namazı ise ona göre niyet edilir.
  6. Namaza tekbir alarak başlanmalı. Tekbir Allahu Ekber ' dir.
  7. Namazda gücü yetmeyenler hariç namazda ayakta durulmalıdır. Secde ve selam verme bunun dışındadır.
  8. Namazda Kur'an okunmalıdır.
  9. Rükü: Eller dizlere erişecek şekilde durmaktır.
  10. Secde: Ayak, diz, el, alın ve burnun yere değmesidir.
  11. Namazın sonunda et-Tehiyyâtü okunmalıdır.

NAMAZIN SÜNNETLERİ
  1. Fatihanın sonunda imamın ve ona uyanların "Amin" demesi, 
  2. Sübhaneke okumak, 
  3. Rüküya eğilirken, secdeye varırken ve kalkarken Allahu Ekber demek,
  4. Rüküda 3 kez Sühhane Rahbiye'l-azîm demek,
  5. Rüküdan kalkarken SemiAllahu ilmen hamideh demek,
  6. Rüküdan doğrulunca Rabbena leke'l-hamd demek,
  7. Secdede en 3 kez Sübhane Rabbiye 'l-ala demek,
  8. İki secde arasında oturmak,
  9.  Ettehiyyatü'nün kelime-i şehadetinde sağ elinin şehadet parmağı ile işaret etmek,
  10. Selamda Esselamu aleyküm ve Rahmetullah demek. 

13 Ağustos 2013 Salı

DİNİN KAYNAĞI

   Dinimizin kaynağı Kur'an' ı Kerim ve peygamberimiz Hz Muhammed (sav) efendimizdir. 
   
   Kur'an*ı Kerim' de geçmeyen bazı durumları peygamberimiz açıklamıştır. Peygamberimizin davranışları (sünnet) müslümanlara örnek olmuştur. Müslümanlar onun dibi davranmaya önem göstermişlerdir.
    
   Çevremizdeki dini bilgisi olan insanların bazı durumlar hakkındaki düşünceleri, doğru ya da yanlış olabilir. Bu yüzden her dini bilgisi fazla olan kişilere, imamlara, hocalara inanmamalıyız. Onların düşüncelerini Kur'an-ı Kerim ve peygamberimizin sünneti ile bağdaştırmaya çalışmalıyız. Bu düşünceler dinimizin kaynakları ile bağdaşmıyorsa, bu kişilerin düşüncelerini uygulamamalı, onlara inanmamalıyız. 
   
    

DİNİ NİKAH

   Avrupa ülkelerinde ve diğer müslüman olmayan ülkelerde evlilik için resmi nikah kıyılırken, dini nikah kıyılmamaktadır. Bu ülkelerde yaşayan müslümanlar çoğunlukla imam ve hocaların yardımı ile dini nikahlarını kıydırmaktadırlar. 
   
   Dini nikahı olmadan evlilik hayatı yaşayan insanlar zina yapmış olurlar. Zinanın cezası ölümdür.
   
   Dini nikahın kıyılabilmesi için gerekli şartlar;

  • Her iki tarafın, gelin ve damat, bu evliliği istiyor ve onaylıyor olması gerekir.
  • Gelinin mehr belirlemesi gerekir. Bu mehri evlilikten sonra kocasından istemeyebilir.
  • Evlilik hayatı yaşamadan boşanıldığı durumda, hanımlarınıza mehrin yarısını verin.
  • En iyi mehr kolay ödenendir. Çok mehr istemek düşmanlığa sebep olur.
  • Hanımlarını bırakıp, mehrini vermemek günahtır.
  • Düğünde takılan takı vb , nikahta mehr belirlenmezse, mehr sayılır.



KÜFÜR

   Küfür, akla dayalı çözüm yolları bittiğinde, problemi sinirli bir mecraya çekmek üzere başvurulan kötü bir davranıştır. Küfür etmek dinimizde günah olan davranışlardan biridir

   Küfür etmekle bir çok günaha girilir; 


  • Allah'ın yasakladığı davranışı yaptığın için,
  • Karşındaki kişinin kalbini kırdığın için,  
   Küfür neden edilir?
  • Söyleyecek veya yapacak bir şey bulamadığın için,
  • Aciz olduğun için,
  • Şeytana uyduğun için,
  • Çevrendeki insanlardan duyduğun için,
   Allah' a küfür etmek, dinden çıkmaya sebep olur. Bunu yapan kişinin cezası bazı ülkelerden idam edilmektir. 
  
    Allah'ın bize verdiği nimetlerden dolayı O'na küfür etmemeli, şükretmeliyiz. 

HELAL VE HARAM

   Helal, Allah'ın yasaklamadığı davranışlardır. Haram ise, Allah'ın yasakladığı davranışlardır. Yenilmesi ve içilmesi helal veya haram olan yiyecek veya içecekler olmasıyla birlikte, yapılması helal veya haram olan davranışlar da vardır.
   Bu yiyecek, içecek ve davranışlar şunlardır;

   YİYECEKLER
  • Helal - Tavuk ve benzeri hayvan; Tavuk, hindi , kaz, ördek
  • Haram - Leş yiyen kuş türleri; Akbaba, kartal, şahin ...
  • Helal - Leş yemeyen hayvan;  Keçi gibi küçükbaşlar, inek gibi büyükbaşlar ...
  • Helal - Ton balığı, yılan balığı, kalamar ...   
  • Haram - Köpek balığı, ahtapot ...
  • Haram - Sürüngenler
  • Haram - Sarhoşluk veren haplar; Esrar, eroin ...
  • Haram - Allah adına kesilmemiş hayvan
  • Haram - Adak adayan kişinin ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin yediği adak eti
   İÇECEKLER
  • Helal -  Büyükbaş ve küçükbaşların sütü
  • Helal - Bal
  • Haram - Alkol; Rakı, bira ...
  • Haram - Kan
   DAVRANIŞLAR
  • Haram - Bayram günleri oruç tutmak
  • Haram - Özel durumlarda Kur'an okumak, namaz kılmak
  • Emeksiz, başkasının hakkını yiyerek kazanılan para vb.

ŞEVVAL ORUCU

   Arapların takviminde Ramazan ayından sonra Şevval ayı vardır. Ramazan ayı oruç ayıdır ve bu ay boyunca oruç tutulması farzdır. Oruç tutulması farz olmayıp, fakat tutulan orucun sevabının fazla olduğu bir ay da Şevval ayıdır.
   
   Şevval ayının ilk günü Ramazan bayramıdır. Bu gün oruç tutulması haramdı. Bu yüzden bayramdan sonra oruç tutulmaya başlanır. Ramazan bayramı bitimi ile aralıksız 6 gün oruç tutulmasını, aralıklı 6 gün oruç tutulmasından daha faziletli olduğunu söyleyen alimler vardır. 
   
   Ramazan ayında tutulan orucun tamamlayıcısı olan bu 6 günlük oruç, bir mümine bir yıllık oruç sevabı kazandırır.
   
   Bu konu ile ilgili hadisler de vardır. Bu hadislerden biri ;
   “Kim Ramazan orucunu tutar ona Şevval’den altı gün daha eklerse tüm seneyi oruçlu geçirmiş gibidir.” (Tirmizi, Sıyam, 53)
   

12 Ağustos 2013 Pazartesi

ZİNA

   Zina, evli olmadan bir kişinin karşı cinsten bir kişi ile cinsel ilişkiye girmesidir.
   
   Zina yapmak erkek için de bayan için de cezası aynı olan büyük bir günahtır. Zina yapmanın cezası, zina yapan kişilerin medeni durumuna göre değişir. Kur'an' da açıkça belirtilen bu durum şöyledir.
  
   '' Zina eden kadın ve erkeğin her birine yüzer değnek vurun. Eğer Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsanız, Allah'ın dinini tatbik hususunda onlara acıyacağınız tutmasın. Mü'minlerden bir topluluk onların cezalarına şahit olsun. ''
 
   Bu ayet dışında zinanın cezasının ne olacağının kaynağı peygamberimizin(sav) sünnetidir. Peygamberimize gelip zina yaptığını söyleyen evli bir kişiyi peygamberimiz 4 kez kovmuş fakat ısrarla gelip suçunu itiraf eden bu kişiye peygamberimiz belirli sorular sorarak bu kişinin zina yaptığından emin olmak istemiştir. Bu soruların sonunda kesinlikle zina yaptığı anlaşılan bu kişi, peygamberimizin kararı ile recmedildi.(öldürüldü)
 
   Zina yapan erkek ve kadın evli ise recmedilir. (öldürülür)
   Zina yapan erkek ve kadın bekar ise 100 değnek vurulur.




11 Ağustos 2013 Pazar

KUMAR

   Kumar oynamak Allah’ ın kullarına yasakladığı en büyük günahlardan biridir. Kuran-ı Kerim’de açıkça belirtilmiştir. Şeytan kumar ve içki ile insanlar arasına düşmanlık ve kin sokar,  Allah’ ı anmaktan ve namazdan alıkoyar. Bu konu Maide 91. ayet’ de geçmektedir.

   Şarap da büyük günahlardan biridir. Kuran-ı Kerim’ de şarap ve kumarın günahının menfaatinden daha çok olduğu açıkça belirtilmiştir.
   Bu iki kötü alışkanlıktan uzak durulmalıdır. Arkadaşlarınızı ve girdiğiniz ortamları doğru seçerek bu günahları işlemekten kendinizi alıkoyabilirsiniz. En önemli koruma yolu ise, namaz kılıp, oruç tutmaktır. 

ADAM ÖLDÜRMEK

   Bir müslümanın bir müslümanı öldürmesi dinimizdeki en büyük günahlardan biridir, fakat istemeyerek olması müstesna.
   Kim bir müslümanı yanlışlıkla öldürürse, bir müslüman köle azad etmesi ve bağışlamadıkları sürece öldürdüğü kişinin ailesine diyet ödemesi gerekir. Öldürülen kişi müslümansa ve düşmanınız olan bir toplulukta bulunuyorsa, öldüren kişi müslüman bir köle azad etmeli.
   Eğer sizinle kendileri arasında antlaşma bulunan bir topluluktansa ailesine ve bir diyet ödemeli ve müslüman bir köle azad etmeli.
   Bunlara imkân bulamayan kişi, Allah tarafından tövbesinin kabulü için iki ay ard arda oruç tutması gerekir. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

   Bir kişinin bilerek ve isteyerek bir müslümanı öldürmesinin cezası, içinde ebedi kalacağı cehennemdir. Allah o kişilere gazap ve lanet etmiş ve onlar için büyük bir azap hazırlamıştır.

   Adam öldüren kişilere baktığımızda, çoğunlukla ruh sağlığı bozuk kişiler olduğunu görüyoruz. Bunun sebepleri, ailenin çocuklarını iyi yetiştirememesi, dinini yeterince veye hiç öğretememesi ve çevrenin kötü etkilerinden koruyamaması olarak gösterilebilir. Çocuklara gerekmediği sürece( çok büyük hata yapmadığı sürece) şiddet uygulanmamalı, hatta hiç şiddet uygulanmamalıdır; onlar cezalandırılmalı veya ödüllendirilmelidir. Çocuklar şiddete meğilimli ise hemen ilgili yerlerden yardım alınmalıdır.

   Çocuk yaş iken eğilir, erken teşhis hayat kurtarır.

9 Ağustos 2013 Cuma

ASİ OLMAK( ALLAH’ IN AZABI)

   Asi olmak deyince , ilk akla gelen annem babaya asiliktir ,fakat bunun dışında Kur’an’ da Allah’ın elçilerine asilikten de söz edilir.
   Allah’ın elçilerine asi olanların sonu,  artan bir azapla yok olmaktır. Yani Allah’ın azabı onların üzerinedir.  Firavun, Lut kavmi, Nuh kavmi, Semud kavmi, Ad kavmi, bu toplulukların hepsi yok edildi, çünkü onlara açık delillerle gelen peygamberlerini yalanladılar. Kıyamet gününü yalanladılar ve Allah’ın azabını hemen istediler. Allah’ın azabı onların üzerine geldi.
   Semud , korkunç bir gürültü ile yok ediliverdi.
   Ad kavmi, azgın bir fırtına ile yok ediliverdi.
   Lut kavmi, taş fırtınası ile yok ediliverdi.
   Nuh kavmi, gemide olan müminler dışında, kafirler yağmur ve sel suları ile boğuldular.
    Firavun, Kızıldeniz’de boğuldu.
   Geçmişteki örneklere bakarak, önce kendimiz islamiyeti öğrenmeli, daha sonra da çevremizdeki insanlara öğretmeliyiz. Allah' ı ve peygamberimizi inkar etmemeli, asi olmamalıyız.
   Asi olmak için hiç bir sebep yoktur. Allah kulları için en iyisini isterken, onlara doğru yolu göstermesi için peygamberler gönderirken, biz nankörlük etmemeli, şükür etmeliyiz ; asi olmamalı, iman etmeliyiz.

ALDIRILMAMASI GEREKEN KİŞİLER

   İnsanlar güzel ahlaklı olmalıdır, Allah’ın peygamberimize gönderdiği kitap Kur’an-ı Kerim’ de bunu emretmiştir. Salih insan ve kul olmak için de güzel ahlaklı olmaya özen gösterilmelidir. Güzel ahlaklı kişilerin taşımayacağı bazı özellikler şunlardır;
1)    Çok yemin edenler
2)    Değersiz olanlar
3)    İnsanları ayıplayanlar
4)    Koğuculuk yapıp gezenler
5)    Hayrı engelleyenler
6)    (Haddini aşıp, insanların hakkına) Tecavüz edenler
7)    Günahkarlar 
8)    Kaba, saygısız ve soysuz olanlar
   Yukarıdaki özellikler , sizin de düşündüğünüz gibi, mümin bir kişide olmaması gereken özelliklerdir. Bu özellikleri taşıyan kişilere aldırmamak ve özenip onlar gibi olmamak gerekir. Çünkü Allah’ ın emri budur.

CUMA NAMAZI

   

8 Ağustos 2013 Perşembe

HZ MUSA

   Hz Musa, kendisine kitap indirilen dört peygamberden biridir. Hz Musa'nın peygamber peygamber olması şu şekildedir;
   Firavun yeryüzünde baş kaldırmış, insanlara zulmediyor ve erkekleri öldürüyordu. Hz Musa'nın annesine, Hz Musa'yı emzirmesi ve onun başına bir şey gelmesinden korkutuğu zaman onu nehre bırakılması vahiy edildi. Firavunun ailesi onu bulup aldı, firavunun hanımı onu öldürmemelerini istedi ve evlat edindi. Hz Musa' ya sütanne olarak kimseyi bulamadılar, Hz Musa'nın kardeşi onu takip etmiş ve sütanne bulamadıklarını öğrenince, kendisinin ona sütanne bulabileceğini Firavun ailesine söylemişti. Bunun üzerine Hz Musa ile annesi yeniden Allah'ın izni ile bir araya geldi. Çünkü Allah' ın sözü haktır. 
   Hz Musa 'ya ilim verildi. Yetişkin çağa geldiğinde, bir gün iki kişiyi kavga ederken gördü,biri kendi tarafından diğeri düşman taraftan. Kendi tarafından olan yardım istedi ve Hz Musa ona bir yumruk attı ve onu öldürdü. Fakat şeytana uyup günaha girdiğini fark edip Allah'tan mağfiret istedi. Allah kabul buyurdu, çünkü O çok bağışlayandır. Ertesi gün kendinden yardım isteyen adam başka biri ile kavga ediyordu. Hz Musa'dan yine yardım istedi. Hz Musa o adama '' Doğrusu sen, besbelli bir yaramazsın'' dedi. Kavga eden diğer adam Hz Musa yaklaşınca'' Ey Musa, dün birini öldürdüğün gibi, beni de mi öldürmek istiyorsun'' dedi. Daha sonra bir koşarak bir adam geldi ve Hz Musa'ya şehri terk etmesini söyledi, çünkü konsey onu öldürmek için plan hazırlıyordu.
   Hz Musa oradan çıktı ve Medyen' e yöneldi. Medyen' de bir grup insan gördü  İki bayanın babaları hastaydı ve onlar hayvanlarını sulayamadığı için onlara yardım etti. Bayanların babası Hz Musa' kendisine sekiz sene işçilik yapması karşılığında, kızlarından biri onunla evlendireceğini söyledi. Hz Musa bu sürenini sonunda ailesi ile bielikte yola çıktı ve Tur dağı yönünden bir ateş gördü. Ailesinin ısınması için onu almaya gitti ve orada Allah ona seslendi. Hz Musa'ya iki mucize verdi; biri asasının yılana dönüşebilmesi, diğeri elini koynuna soktuğunda lekesiz bembeyaz çıkması.  Hz Musa Allah'ın ona verdiği görev için kardeşi Hz Harun' nun kendisinin yardımcısı olmasını istedi. 
   Hz Musa ve kardeşi Hz Harun Firavun ailesini uyardıklarında, onlar bu uyarının uydurma bir büyü olduğunu söylediler. Firavun kendi sihirbazlarını çağırdı ve halkın önünde Hz Musa ile karşılaşmalarını istedi. Sihirbazlar asalarını attılar, hepsi yılan oldu. Hz Musa asasını attı, daha büyük yılan olup diğerlerini yuttu.  Bunun üzerine tüm sihirbazlar secdeye kapandılar ve iman ettiler. Ancan firavun , kendinden izin almadan iman ettikleri için sihirbazları öldürttü. Hz Musa ve halkı Allah'ın emri ile orayı terk edip giderken, firavun da onları ordusu ile ile takip etti. Hz Musa Kızıldeniz'i ikiye yarıp içinde halkı ile geçtiler, fakat firavun ve ordusu onlar geçtikten sonra denizde boğularak öldüler. Firavun ölürken iman etti ve secdeye kapandı fakat imanı kabul olmadı, çünkü son nefeste yapılan iman kabul olmaz.
   Hz Musa' nın halkı eskiden puta tapan bir halktı, İsrailoğulları idiler.  Hz Musa Tur dağından On Emir' i alıp geldiğinde, müslüman olarak bıraktığı halkının, çok azı müstesna, Samiri adındaki kişinin put yapmasına izin verdiklerini gördü. Samiri' yi derhal kovdu.
    

EKSİK DİNİ BİLGİLER

   Televizyon ve internet gibi önemli iletişim araçlarına ve özellikle çevremizdeki insanlara baktığımızda, dini bilgilerin eksik bilindiği ortaya çıkmaktadır. Bunun en büyük sebebi kutsal  kitabımız olan Kur’an’ ın yeterince veya hiç okunmuyor olmasıdır. Bir kişi müslümanlığı kabul ettikten sonra, müslümanlığın gerekliliklerini bilmek zorundadır. Dinin gerekliliklerini bilmek, en az, bilip de uygulamamak kadar önemlidir.
   Her insan müslüman olarak doğar ve çoğunlukla başta aile olmak üzere çevresindeki insanların etkisi, o insanın dini seçimini etkiler. Müslüman bir çevrede doğan ve büyüyen bir kişinin, daha sonradan müslüman olan bir insandan dini bilgisinin daha fazla ve imanının daha kuvvetli olduğu söylenemez. Bunun en büyük sebebi, müslümanlığı daha sonradan kabul eden bir kişinin, müslümanlığı kabul etmeden önce, müslümanlık hakkında yeteri kadar bilgi edinmiş, büyük olasılıkla dini kitabı yani Kur’an’ ı okumuş ve anlamış olmasıdır. Bu yüzden müslüman bir çevrede bulunan bir kişinin kulaktan dolma dini bilgilerle büyümemesi, dinini tam olarak öğrenmesi,  Allah’ ın onu,müslüman bir toplum içerisinde dünyaya getirdiği için Allah’a şükretmesi gerekir.
   Toplumların birbirini dini açıdan etkilemesi sonucu, Kur’an okumayan  ve peygamberimizin hadislerini bilmeyen bir kişinin,  müslümanlığın yasakladığı bazı hal ve hareketlerde bulunmasını sebep olmuştur. Bu hal ve hareketlerin bazıları şunlardır;

 1-    Çok fazla müzik dinlemek
 2-    Sarhoş olmadığını düşünerek içki içmek
 3-    Aynı cinsiyetten kişilerin bir ortamda namahrem yerlerini açması( erkekler için bel ile diz arası; bayanlar için gerdan ile diz arası)
 4-     Bayanların gerekmediği( erkek gibi olmadığı) halde, kaşını alması
 5-    Faiz. Bankadan kredi çekmek vb
 6-    Namazı eksik kılmak
 7-    Kur’an’ ı para ile okumak ve okutmak
 8-    Allah’a sıfat takmak ( baba vb)
 9-    Tabiat ana, ay dede vb gibi sözler kullanmak
10- Bayanların cenaze namazı kılması

7 Ağustos 2013 Çarşamba

EZAN-I MUHAMMEDİ

   Ezan, insanlara namaz vaktinin gelmiş olduğunu bildirmekte ve insanları namaza davet etmektedir. Dinimizde ezanı ilk okuyan müslüman  Bilal-i Habeşi ‘ dir ve Medine’de okumuştur. Mekke fethedildikten sonra Kabe’de ezanı ilk okuyan kişi yine Bilal-i Habeşi’ dir.


Allâhu Ekber Allâhu Ekber.                               اللّهُ اَكْبَرُ اللّهُ اَكْبَرُ 

Allâhu Ekber Allâhu Ekber.                               
اللّهُ اَكْبَرُ اللّهُ اَكْبَرُ 

Eşhedü en lâ ilâhe illâllah                              
اَشْهَدُ اَنْ لا اِلَهَ اِلاَّ اللّهُ 

Eşhedü en lâ ilâhe illâllah                              
اَشْهَدُ اَنْ لا اِلَهَ اِلاَّ اللّهُ 

Eşhedü enne Muhammeder-Resûlüllah    
اَشْهَدُ اَنَّ مُحَمَّدَاً رَسُولُ اللّه 

Eşhedü enne Muhammeder-Resûlüllah    
اَشْهَدُ اَنَّ مُحَمَّدَاً رَسُولُ اللّه 

Hayye ale's-Salâh                                             
حَىَّ عَلَى الصَّلاةِ 

Hayye ale's-Salâh                                             
حَىَّ عَلَى الصَّلاةِ 

Hayye ale'l-Felâh                                              
حَىَّ عَلَى الْفَلاحِ 

Hayye ale'l-Felâh                                              
حَىَّ عَلَى الْفَلاحِ 

Allâhu Ekber Allâhu Ekber                       
        اَللّهُ اَكْبَرُ اللّهُ اَكْبَرُ

Lâ ilâhe illâllah                                                      لا اِلَهَ اِلاَّ اللّهُ 

BÜYÜK GÜNAHLAR

   Dinimizde günah, Allah' ın kullarına yasak kıldığı hal ve davranışları, yasak olduğunu bilerek yapmaktır. Yasak olduğunu bilmeden bir günah işlenirse, davranışın günah olduğunu öğrendiğin zaman Allah'tan af dilenilmelidir.
   Küçük günah diyerek , günaha devam edilmemelidir, çünkü küçük günahlar toplanarak büyük günahı oluşturur. Senin küçük günah dediğin, Allah katında büyük günah olabilir. O Allah' ın kullarına günah kıldığını yapmaktan kaçınılmalıdır.
   Bilinen en büyük günahları şu şekilde sıralayabiliriz;
1- Allah'a ortak koşmak
2-  Doğru iman bilgileri öğrenilmezse, iman bozuksa yapılan ibadetin kıymeti kalmaz.
3- İçki içmek
4- Zina yapmak
5- Katillik
6- Anne-babaya zulüm etmek
7- Yalan yere yemin etmek
9- Faizin her türlüsü
10- Küfür etmek
11- Yetimin malı yemek veya başka bir kişinin haksız yere malını almak
12- Yalan yere şahitlik etmek
13- Kibirlenmek
14- Kalp kırmak
15- Namazı biriktirerek kaza etmek

   Her kim kendini günah işlemekten korumak isterse, namazını tam kılsın, Çünkü Kur'an-ı Kerim' de namazın bütün kötülükleri önleyeceği bildiriliyor.

RAMAZAN BAYRAMI

   Ramazan Bayramı, Ramazan ayı boyunca tutulan oruçların, Şevval ayının ilk üç günü kutlanan dini bir bayramdır.
   
   Ensari şöyle anlatıyor; Resulullah (sav) şöyle buyuruyor;
   
   Ramazan Bayramı sabahı melekler yollara dökülür ve şöyle seslenirler:
'Ey Müslümanlar topluluğu! Keremi bol olan Rabbinizin rahmetine koşunuz. O, bol iyilik ve ihsanda bulunur. Sonra onlara bol bol mükâfatlar verilir. Siz gece ibadet etmekle emrolundunuz ve emri yerine getirdiniz. Gündüz oruç tutmakla emrolundunuz, orucu tuttunuz ve Rabbinize itaat ediniz, mükâfatınızı alınız.'
   
   Bayram namazını kıldıktan sonra bir münadi şöyle seslenir:
'Dikkat ediniz, müjde size! Rabbiniz sizi bağışladı, evlerinize doğru yola ermiş olarak dönünüz. Bayram günü mükâfat günüdür. Bugün semâ âleminde mükâfat günü olarak ilan edilir.'

6 Ağustos 2013 Salı

NAMAZ

   Namaz, İslam'ın beş şartından biridir. Namaz beş vakittir ve her vakitteki rekat sayıları aynı değildir:
1) Sabah Namazı: 4 rekattır ; 2 sünnet , 2 farz. Sünnet daha önce kılınır. Sabah namazı tan yeri ağarıncaya kadar kılınabilir.
2) Öğle Namazı: 10 rekattır ; 4 sünnet, 4 farz, 2 son sünnet.  İkindi ezanı okunmadan 50 dk önceye kadar kılınabilir. 
3) İkindi Namazı: 8 rekattır ; 4 sünnet,4 farz. Akşam okunmadan 50 dk önceye kadar kılınabilir.
4) Akşam Namazı: 5 rekattır ; 3 farz, 2 sünnet. Bu namazı erken kılmak iyidir, çünkü kıyamet akşam ezanından sonra kopacağı için namazını kılmanız gerekir. Yatsı namazından 50 dk önceye kadar kılınabilir.
5) Yatsı Namazı: 13 rekattır ; 4 sünnet, 4 farz, 2 son sünnet, 3 vitir.( Vitiri kılarken, vitir namazı için niyet edilir.) Sabah ezanı okunmadan yaklaşık 1.5 saat önceye kadar kılınabilir.
   
   Namaz için yapılması gereken bazı farzlar ve sünnetler vardır ;
1- Abdestli olmaz gerekir.
2- Namaza Allahu Ekber diyerek başlanmalıdır.
3- Namaza erkekler Kamet getirerek başlayabilir, çünkü sünnettir, bayanlar ise getirmez.
4- Hangi namazı kılacağına niyet etmek gerekir.
5- Seccade Kabe yönüne doğru serilmelidir.
6- Namaz kıyan bayan ve erkek uygun şekilde giyinmelidir ; Erkek bel ve diz altı arasını kapatmalı, Bayan ise baş örtüsü ve boyun ile el ve ayak bilekleri arasını kapatmalıdır.
7- Namazda konuşulmamalı, namaza odaklanılmalıdır.
8- Önünden bir canlı geçmemeli, bu durumun olmaması için seccadenin önüne bir sandalye,yastık vb cisim konulmalıdır.

ORUÇ

   Oruç islamın beş şartından birisidir. Oruçlu insan günahtan ve çirkin davranışlardan kendini koruduğu için, oruç insanı temizler,arındırır. Oruç cehennem ateşinden korur ve günahların bağışlanmasına vesile olur.
1)Oruç tutmak kimlere farzdır?
   Oruç tutmak, sağlığı yerinde olana, müslüman olana, ergenlik çağına gelmiş olana ve akıllı olana farzdır. Hasta ve yolcuya farz değildir.
2) Orucun kazası ve keffareti nedir?
   Razmazan ayında tutulmayan her oruç sayısınca kaza orucu tutulmalıdır. Bilmeyerek oruç iken, orucunu bozacak bir harekette bulunursan da kaza orucu tutulmalıdır. Ancak örneğin, bilmeyerek yemek yiyen birinin, orucunun bozulduğunu düşünmesi yanlıştır. Orucunun bozulduğunu düşünerek yemek yemepe devam etmesi sonucu, hem kaza hem de keffaret orucu tutmalıdır. Keffaret orucu, her oruç için 61 gün oruç tutmaktır.

   

KURBAN

   İlk kurban Hz İbrahim döneminde kesildi. Hz İbrahim' in çocuğu olmuyordu ve Allah'a dua etti; kendisine bir çocuk verdiğinde, çocuk belirli bir yaşa gelince onu kurban edeceğine dair Allah'a söz verdi. Allah Hz İbrahim'in durasını kabuş etti ve ona oğul (Hz İsmail) verdi.
   
   Hz İsmail büyüdüğünde, babası Hz İbrahim ile birlikte Allah'ın emriyle Kabe'yi inşa ettiler.
    
   Zilhiccenin 8, 9 ve 10.. gecesi Hz İbrahim, Allah'a verdiği sözü rüyasında gördü. Çocuğunu kurban etmek için Mina' ya çıktı bıçağı oğlunun boğazına sürdü lakin bıçak kesmedi. Çünkü Allah, Hz İbrahim' i imtihan etmiş ve Hz İbrahim sözünde durduğu için ona mükafat olarak oğlu yerine kurban etmesi için Cebrail aleyhisselam aracılığıyla cennetten bir koç gönderdi. Hz İbrahim tekbir getirerek koçu kesti.
   
   Bu olaydan dolayı, Zilhiccenin 10. günü '' NAHR'' kurban kesme günüdür.
 
  Kurban kesmek, insanın içindeki vahşi(saldırgan, hayvani) duygularını yatıştırır. Günümüzde insanlar tüm ihtiyaçlarını ve fazlasını karşılayabilecek maddi güçte olmalarına rağmen, kurban kesmemektedirler. Bu yüzden insanlar şaşırtıcı şekilde canice birbirini öldürmektedir. Eğer maddi durumunuz yetiyorsa kurban kesmelisiniz. Kesecek durumunuz yoksa Allah'a dua ediniz.

LANGUAGE

   Language is important for people in order to communicate to each other. I am preraring  this site by using Turkish language. I prefer using all language rather than only one. Due to the fact that all people should know and should be informed about Islam. The only way to do this is communication throughtout the internet and other ways.
   Arabian is the most important language for religion, Islam, because Quran is written by Arabian. Besides after all people die, for the end of the world come, people will come back to life again and then they speak in English. In addition to that, in order to understand the mean of  Quran well, people should learn Arabian. 

MEVLANA CELALEDDİN-İ RUMİ

   Mevlana eserlerini  Farsça yazmıştır. Dini açıdan kendini geliştirmiştir ve bugünkü semazenlerin esinlendikleri kişidir. Allah' tan aldığımızı insanlara dağıtalım demiş ve insanlara paylaşmayı, sevgiyi önermiştir. Semazenlerin sağ ellerini göğe doğru döndürmeleri Allah'tan aldıkları, sol ellerini aşağı doğru çevirmeleri ise insanlara verdikleri anlamına gelir. Aşağıda Mevlana' nın bazı sözleri vardır.

*  Kanaatten hiç kimse ölmedi, hırsla da hiç kimse padişah olmadı.
*  Allah ile olduktan sonra, ölüm de ömür de hoştur.
*  Bal yiyen, arısından gocunmaz.
*  Bir mum diğerini tutuşturmakla ışığından birşey kaybetmez.
*  Ne mutlu o kimseye ki kendi ayıbını görür.
*  İyiliği ve ihsanı tamamlamak, başlamaktan daha iyidir.
*  Bu dünya bir tuzaktır, tanesi de arzular.
*  Balığa, denizden başkası azaptır.
*  Soru da bilgiden doğar, cevap da.
*  Adalet nedir? – Ağaçları sulamak. Zulüm nedir? – Dikene su vermek.

HALİFELER

   Peygamberimiz vefat ettikten sonra, müminler arasında bölünme olmasın ve karar veren biri olması için insanların başına bir halife gelmesi kararlaştırıldı. Kureyş kabilesi kendilerinden birinin halife olmasını istemesine rağmen, daha sonra tüm müminler Hz Ebu Bekir' in halife olmasına karar verdiler. Hz Ebu Bekir' den sonra da halifeler geldi. Tüm halifeleri şu şekilde söyleyebiliriz;
1- Hz Ebu Bekir : Hz Ebu Bekir Peygamber efendimiz hasta iken namaz kıldıracak durumda değildi. Namaz kıldırması için Hz Ebu Bekir' i görevlendirdi. Bu yüzden peygamberimiz vefat ettikten sonra ilk halife olarak Hz Ebu Bekir seçildi.
2- Hz Ömer : Hz Ömer adaleti ve sert bakışları ile bilinirdi. Hz Ebu Bekir' in vefatından sonra Hz Ömer halife oldu. İslamiyet Hz Ömer döneminde çok fazla yayıldı, bir çok ülke müslüman oldu.
3- Hz Osman : Hz Ömer' den sonra halife olarak Hz Osman geldi. Hz Osman alçak gönüllü, mülayim biriydi.
4- Hz Ali : Hz Ali peygamberimizin kızı ile evliydi. Hz Ali' ye Allah'ın Kılıcı denirdi. Hz Osman' dan sonra Hz Ali halife oldu. Hz Ali döneminde müminler bölündü, kafirler Hz Ali ve oğulları Hz Hüseyin ve Hz Hasan ' ı şehit ettiler. Bu olaydan sonra alevilik ve bir çok meshep ortaya çıktı fakat bu meshepler dinin doğru yaşanmasını engelliyorlar. Çünkü din bir bütündür ve bölünmez. Bunu yapanlar imanlarını yitirirler.

İŞÇİ HAKLARI

   Günümüz problemlerinden biri de işçi-işveren arasındaki sorunlardır. Yasalar işçinin lehihe olup, işçinin mağdur olmasını engellemek ve işçinin hak ve çıkarlarını korumak içindir. Ancak çoğunluğunu kırsal kesimin oluşturduğu bir çok çok insan yasaların kendilerine verdiği hakları bilmemektedir. İşveren de kendi çıkarına öncelik verdiği için işçinin hakkını önemsemeyip, işçiyi bilgilendirmemektedir.
   İster işçi olun, ister olmayın bu hakları bilmek size veya çevrenizdekilere fayda sağlayacaktır. Bu haklar sadece kağıt üzerinde, gerçek hayatta yasalar olmasına rağmen haklarınızı arayıp, bulamayacağınızı düşünmeyiniz. Kesinlikle bu haklar size verilmektedir. Yasaların verdiği bu haklar ;
1-  Bir işçiyi sigortasız çalıştırmak yasaktır. Sigortasız çalıştığı için işçiye herhangi ceza uygulanmamaktadır. İşçinin sigortasız çalıştırdığı için işvereni yasal yolla şikayet etmesinden çıkacak sonuç içveren aleyhinedir, yani işveren maddi bir ceza ödeyecektir.
2- İşçinin mesai ücretini ödenmek zorundadır.  İşçiye mesaiden dolayı ücret veya izinden herhangi biri verilmek zorundadır. Ücret mesaide çalıştığı her saat için, normal saatlik ücretin 1.5( bir buçuk) katı ödenir. 
3- Yıllık izin verilmek zorundadır. 1 yıldan 5 yıla kadar(5 yıl dahil) çalışan= 14 günlük yıllık izin vardır.
                                                        5 yıldan 15 yıla kadar(15 yıl dahil değil) çalışan= 20 günlük yıllık izin vardır.
                                                        15 yıl veya fazla çalışan= En az 26 günlük yıllık izin kullanır.

   Bayram tatilleri ve hafta sonları, yıllık izin günleri içerisine dahil değildir. Yani 14 günlük yıllık izne pazartesi çıktıysanız( pazartesi, salı, çarşamba, perşembe, cuma, cumartesi, pazar, pazartesi, salı, çarşamba, perşembe, cuma, cumartesi, pazar, pazartesi, salı, çarşamba, perşembe) perşembe günü yıllık izniniz bitiyor, cuma günü çalışma zorunluluğunuz vardır.
4) İşçinin aylık ücreti 20 gün geçmesine rağmen ödenmezse, işçi iş görme yükümlülüğünü yerine getirmeyebilir. Yani işe gitmeyebilir. İşveren bu durumda işçiyi işten çıkartamaz.
5) Kıdem tazminatı ödenmeli. En az 1 yıl çalışan işçi kıdem tazminatına hak kazanır. Kıdem tazminatı şu şekilde hesaplanır ; işçinin çalıştığı yıl sayısı * işçinin son aylık maaşı . Örneğin, 5 yıl çalışan ve son aylık maaşı 500 TL olan işçi, işten ayılır ve kıdem tazminatını talep ederse ; 5*500=2500 TL kıdem tazminatı alabilir.
   Kıdem tazminatı en az 1 yıl çalışıp çıktığın iş yerinden talep edilebilir.

TİCARETTE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

   En hayırlı mesleklerden biri, peygamberimiz(sav)in de mesleği olan tüccarlıktır. Yani ticaret yapmaktır. Ticaretin bazı dini ve ahlaki kuralları vadır. Bunlar;
1) Emeğiniz dışındaki karınız %100 den az olmalıdır. Yani bir mal 100 TL' ye alınıp, 200 TL' ye satılmamalıdır. Daha düşük fiyata satılmalıdır. 
2) Terazide hata yapılmamalıdır. Müşterinin istediği miktarı tam olarak vermeli, üründen karı arttırmak için istenilen miktardan az tartıp, fazla para alınmamalıdır.
3) Borca ürün satıp, faiz uygulanmamalıdır. Faiz günahtır. Paranızın değerini kaybetmesinden endişe ederseniz, borcu değeri olan bir varlık üzerinden hesaplayınız. Örnek olarak şöyle gösterebiliriz: 200 TL borca ürün verdiyseniz, borcunuza faiz işletmeyip, borcunuzu 3 ÇEYREK ALTIN veya  buna benzer şekilde borçlandırınız.
4) Bozuk ürün satılmamalı, değerinden fazla fiyatı olmamalıdır.

BATIL İNANÇLAR

  1)    Fal : Kahve falı, el falı, tarot falı ve yıldız okuma en bilinen fal şekilleridir. Fala baktırmak ve bakmak günah olmakla beraber , fala inanmak Allah’ a ortak koşmaktır.
  2)    Nazar Boncuğu: Nazar boncuğu, insanı nazardan koruduğunu düşünülen, camdan veya taştan yapılan boncuktur.  Nazar ise bir kişinin düşüncesiyle, gözüyle bilerek ya da bilmeyerek kendine veya başkasına zarar vermesidir. Her insanın nazarı değmez. Uslu bir çocuğa, ‘’ ne kadar da uslu çocuk’’ denilmesi, ona nazar değebileceği ve artık o çocuğun bir süre veya sürekli olarak yaramaz bir çocuk olabileceğini gösterir.
   Nazar değmemesi veya nazarın kalkması için Nazar Duası vardır. Kesinlikle nazar boncuğundan fayda beklemeyiniz. Allah’a güveniniz ve O’ndan isteyiniz.
  3)    Bir Çocuk evde sürekli ağlarsa, o evde mutlaka ölüm meydana gelir.
  4)    Ölünün yıkandığı evde üç gün ışık yanar.
  5)    Baş sağlığına gelen kişilerin ayakkabıları ters çevrilmez.
  6)    Bir evin çatısında baykuş öterse, o evde bir ölüm veya yıkım olur.
  7)    Ateşe su dökmek uğursuzluk getirir.
  8)    Akşam kapı önü süpürülmez.

  9)    Yarım çay içen dul kalır.

>>>BİLGİLERİNİZİ AŞAĞIDAN SORGULAYABİLİRSİNİZ:

Sigortalı Borç Durumu
Sigortalı Ödeme Listesi
Sigortalı Hizmet Listesi
Sigortalı Basamak Listesi
Emekli Aylık Bilgisi
Sigortalı Adına Göre Arama
Sigortali ve Haksahibi Bilgisi Ögrenme